Başbakan Bülent
Ecevit, sağlıklı olduğu dönemlerden şimdiki
rahatsızlığı dönemine kadar öncelikle eşi Rahşan
Ecevit'in yakın korumasında(!) aslında komadadır.
Sayın başbakanın bazı gezilerinde onları izleme
fırsatı bulmuştum. Ta o zamanlardan, yani DSP'nin
ilk kurulduğu günlerden itibaren, hangi badirelerden
gelindiğini bilenlerdenim.Demokratik Sol Parti
kurulduğunda, herkesin gülerek, alay edercesine
eleştirel olarak dahi dikkate almadığı Rahşan
Ecevit, bu ülkede dağ-taş demeden önderlik ettiği
gerçekten önemli bir hareketi bugünlere taşıdı.
Rahşan hanımın genel başkanlığı yaptığı dönemde
Trabzon'da Of ve Çaykara arasındaki yolda, "haber
değeri taşımadığı" gerekçesiyle hiç kimsenin
izlemediği Rahşan Ecevit'i tek bir gazeteci olarak
ben izliyordum.
O zaman bile " Bu ülkede bir kadın siyasette öncülük
ediyor ama kimse kaale almıyor" diyerek, biraz da
duygusal olarak, elimden geldiği kadar her
söylediğini özenle yazdım.Ama dedim ya "haber
değeri(!)" yok diye o haberlerime o zamanki
gazetemde yer verilmemişti.
Çünkü o zaman Milliyet Gazetesi bile, DSP'yi bir
kaşık suda boğacak kadar Halkçı Parti(HP) ve Sosyal
Demokrat Halkçı Parti (SODEP) yanlısıydı.
DSP'ye inanmıyor, marjinal bir "Rahşan Ecevit
partisi" diye biliyorlardı. Bakmayın bugünki
yaklaşımlarına siz.
Bugün iktidar'dalar. Ama dün değillerdi.
Rahşan hanımın o cesaretini asla unutmam mümkün
değil. Bir minibüstü seçim otosu. Çaykara'dan
dönerken, herkesin suratı asıkken, o hala
partililere, "meraklanmayın siz. Göreceksiniz. Çok
büyük olacağız,sıkın dişinizi. Moraliniz bozulmasın"
diyordu. Ben de içimden "inşallah" diyordum.
Diyordum çünkü, bu ülkede bir kadın meydanlara
çıktığı halde ona kimse sahip çıkmıyordu!. Kimse
helal olsun demiyordu. O hareketi herkes,
"görmezken" ben, gariban ve yardıma muhtaç gibi
görüp, destek vermek istiyordum. Geziyi takip etmiş
olmamı bile çok büyük destek olarak
nitelendirmişlerdi zaten.
İşte o kadın, şimdi Başbakan Ecevit'in hastalık
süreci nedeniyle herkesin hedefi halini aldı.
"Eşi de olsa bir ülkenin başbakanının sağlığını hiçe
saymak" gibi bir nedenle. Haklılar belki ama Rahşan
Ecevit, Bülent Ecevit'i yolda bulmamıştı.
Elbette duygular insan hayatında bazen insana
yanlışlar yaptırabiliyor. Ama unutulmasın ki, o
başbakan Rahşan Ecevit'in hem eşi ve hem de
partisinin genel başkanı.
Sadece yazı yazmak için de bir yazı yazılmaz ki
canım.
Ertuğrul Özkök ,Emin Çölaşan, Fatih Altaylı, Sedat
Ergin, Mehmet Barlas, Rauf Tamer, daha bir çokları
Rahşan Ecevit'i boy tahtası haline getirmişler.
Başkalarına "başbakanın sağlığını siyasi malzeme
yapma" gibi sitem ederlerken, sanki kendileri bunu
istismar etmiyorlarmışcasına..
Ayıptır ayıp.
O kadın, en iyi doktordan daha iyi anlayabilir
eşini. Kimse kaygılanmasın. Yalandan yere Başbakanın
sağlığını bahane etmesin yazılarına. Hiç ama hiçbir
doktor, Rahşan Ecevit'in eşi sayın Başbakan Bülent
Ecevit'i anladığı kadar an-la-ya-maz.
Bu yazıyı, salt Rahşan Ecevit'e haksızlık yapıldığı
için yazmak zorunda kaldım. Evet ülkem önemli
elbette ama, bir insanın eşine bu kadar acımasız(!)
olabileceğini dillendirmek ne ayıp şey.
Sayın başbakana acil şifalar diliyorum. Rahşan
hanıma da geçmiş olsun diyorum.
Ümid ederim yazılanlardan üzülmemiştir. Kalın
sağlıcakla.
|