|
|
 |
 |
|
Hükümet
ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi, milletvekili
adaylarını belirlemek amacıyla Samsun'da ön yoklama yapmıştı
hani. Delegenin iradesine dirsek çeviren bu seçimi yaptıran
iradenin listeye bile almadığı Ayhan Keskin'in, ön yoklama
gecesi parti binasını bastığı kulaktan kulağa fısıldanıyordu.
Delegenin iradesiyle listenin ikinci sırasına yerleşen Ahyan
Keskin'in "MHP İl Binasını Bastı" denilmesine yol açan olayın
nasıl gerçekleştiğini tesadüfen öğrendim, hem de birinci
ağızdan.
Olay nasıl olmuş anlatayım da, bunun adının parti binasını
basmak mı olduğuna siz karar verin.
Ön yoklama yapılıp Ayhan Keskin liste ikincisi çıkınca,
çevresinde hemen yüze yakın adam toplanıvermiş. Her kafadan
bir ses çıkıyormuş. Bunu bana anlatan Ayhan Keskin'in
karargahında olanlardan, daha da yakını kardeşi Murat
Keskin'in ta kendisi.
Her kafadan çıkan seslerden birisi "gidip bir yerde çay
içelim" şeklindeymiş. Bu kez Ayhan Keaskin işe müdahil olup
"bizim gideceğimiz yer teşkilatımızdır" deyiverince, yürüyerek
parti binasına doğru yol almışlar.
Binaya girip toplantı salonunda konuşma yapmışlar, sonra da
dağılmışlar.
Bu sırada ise İl Başkanı İbrahim Özyer hiç yanlarına bile
gelmemiş.
Şimdi bu parti teşkilatını basmak mıdır, yoksa bir adayın en
doğal hakkı mıdır? siz karar verin.
Ancak kararınızı vermeden önce de bir küçük hatırlatma daha
yapmak istiyorum:
Ayhan Keskin'den sonra, aynı yerde ve aynı salonda, ön yoklama
sonucu listenin birinci sırasında yer alan, şimdi ise ikinci
sırada bulunan Kemal Bostancı da bir toplantı yapıp konuşmuş.
Ancak piyasada, Kemal Bostancı'nın "partiyi bastığı" iddiaları
yokmuş.
Olan olmuş, Ayhan Keskin listede yok.
Duyduğuma göre Ayhan Keskin "ben bu partinin neferiyim"
diyormuş ve "eğer görev verirlerse, seçimlerde de partim için
çalışırım" demeyi ihmal etmiyormuş.
Henüz Ahyan Keskin'i arayıp da "gel çalış" diyen ise olmamış.
BAMYA KAÇ LİRA KIZIM?
Mecidiye'den çıkmış Gazi Caddesi yönüne gidiyordum. Takım
elbiseli, zayıftan, yaşı 60'ı biraz geçkin, kravatlı, elinde
de baston olarak kullandığı şemsiyesi bulunan bir kişi gördüm.
Birkaç adım önümden gidiyor, Kültür Müdürlüğü'ne doğru
yönelince sevindim.
"İşte" dedim kendi kendime "işte kültür ve sanata düşkün bir
vatandaş".
Daha dikkatlice izlerken düşündüm:
Şimdi içeri girecek, sanat etkinliklerini öğrenecek veya
izleyecek.
Çünkü taş binanın kapısında "Kültür Müdürlüğü" tabelası vardı.
Bu tabelanın yanlarında iki tabela daha. Birinde "Sanat
Müzesi" diğerinde ise "75. Yıl Kültür Merkezi" yazıyordu.
Adam, birine seslendi bu sırada:
Kızım, bamyanın kilosu kaç lira?
Hayallerimden sıyrıldım birden.
Dikkat ettim, adam düpedüz "bamyanın kilosunun fiyatını"
öğrenmek istiyordu.
Bir daha sordu:
Bamyanın kilosu kaç lira kızım?
Zampara mıdır, nedir? Yaşını başını almış adam senin ne işin
var kıza soruyorsun, orada beşten fazla da erkek var ya bamya
satan. Onlara sorsana be adam.
Hepsi, Kültür Müdürlüğü'nün önündeki yarım duvara güzelce
sıralamışlar paketleri, güzel güzel bamya satıyorlar orada.
Kültür Müdürlüğü görevlileri o sırada nerede mi?
Bilmem, herhalde binada.
Belki de akşam giderken, sabahtan beri kültürü artmış
bamyalardan alıp, evlerine götürecekler.
Bu arada çaktırmadan ben de bamyanın kilosunun kaç lira
olduğunu öğrenmiş oldum.
Dün, 750 bin liradan satılıyordu, bugünkü fiyatları henüz
öğrenemedim.
Fazla merak edenler, Kültür Müdürlüğü yetkililerine
sorabilirler. |
|
|
 |
 |
GÜNÜN
SÖZÜ |
YA BİR YOL
BULACAĞIZ |
YA BİR YOL
YAPACAĞIZ |
ANİBAL |
|
|
|
|
 |