Giriş

Künye

Seri İlan Kent Rehberi

Bize yazın

 
  GİRİŞ

  HABERLER

  POLİTİKA
  EKONOMİ
  SPOR
  YAZARLAR
  KÜLTÜR&SANAT
  BİZİM TEMEL
  KÜNYE
  SERİ İLAN
  KENT REHBERİ
  TÜKETİCİ KÖŞESİ
  ÖNEMLİ LİNKLER
  

Giriş Sayfası Yap!

YAZARLAR

AĞA İLE KAHYANIN HİKAYESİ
 e-mail:  okara@nerede.com

Malum ve maruf hikayedir ama, bir kere de biz anlatalım.
Ağa tarlasının tapanının ne sayısını bilirmiş, ne de sınırını. Bir sabah kendi at sırtında önde, kahyası bir katırın sırtında arkada koyulmuşlar yola.
Bir süre sonra ağa sormuş: “ kahya buralar kimin ?”
“Aman ağam “ demiş kahya “ sorulur mu, elbet sizindir.”
Az gitmişler, uz gitmişler, masallardaki gibi dere tepe düz gitmişler ve ağa gene sormuş “ buralar kimin “ diye. Ve kahya gene cevaplamış “ sizindir “ diye.
Bir, üç, beş; her seferinde aynı soru, her seferinde aynı cevap. Sıkılmış olsa gerek ki ağa soruyu değiştirmiş sonunda:”Peki, kahya senin malın mülkün, tarlan tapanın nerede?”
Kahya kızarmış, bozarmış,ıkınmış sıkınmış ve sonunda “ aman estağfurullah ağam, bize mal ne gerek, mülk ne gerek;sayende gül gibi geçinip gideriz “ deyivermiş.
Hani “ ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla “ derler ya, bizim ağa durur mu “ kahya 100 dönüm toprak versem ister misin “ diye sorar damdan düşer gibi.
Kahya şaşkındır, kendini çabuk toparlar “ aman ağa Allah razı olsun, gerçi mal da sana yakışır, mülk de ama, verirsen de yok demem hani, ahir ömrümüzde bizim de bir mülkümüz olsa iyi olur “ der.
Ağa bakar, yol kenarında bir inek pisliği. Der ki: “ öyle bedavadan mal sahibi olmak yok, hele şunun yarısını ye bakalım.” Kahya kıvranır, yalvarır yakarır, ama sonunda çaresiz pisliğin yarısını yer ve yüz dönüm arazinin sahibi olur.
Ne ağanın toprağı biter, ne de yolun sonu gelir. Git babam giderler.
Giderler ama ikisinin de içi içini yer. Ağa “ ulan suyu mu çıktıydı yüz dönüm tarlanın, ne halt ettim de verdim kahyaya “ diye kahırlanırken kahya da başka sıkıntıların pençesinde kıvranır dururmuş. “ Bu güne kadar ağanın tarlasını ektim biçtim, ağanın evinde yattım kalktım.Ne karışanım oldu, ne görüşenim, ne tohumluk derdim oldu, ne borcum harcım. Şimdi bir ev lazım,
bir ahır, çift öküz, bir at, sap saman, tohumluk mohumluk...Uffff... Nereden sardım bu sıkıntıyı başıma?... Kahya olmak ağa olmaktan daha rahatmış galiba...Netsem neylesem de şu sıkıntıdan kurtulsam...”
Dönüş yolunda tam da yarım inek pisliğinin yanında kahya damdan düşer gibi sormuş “ ağam gerçi uçsuz bucaksız tarlaların, sayısız atların, hadsiz hesapsız sürülerin var, hiçbir şeye ihtiyacın yok ama bir yüz dönüm daha tarlan olsa istemez misin?”
Ağanın gözleri parlamış “ ulan kahya, kim istemez ki “ deyivermiş.Kahya yarım inek pisliğini göstermiş “ hele ye şunu ağam, hele ye de benim yüz dönüm tarlayı sana vereyim...”
Ağalık mağalık kar etmemiş, o da -çaresiz- pisliğin kalan yarısını yemiş.
Akşam üzeri tam konağın kapısından girecekleri sıra ağa sormuş kahyasına:
“Ulan kahya sabah yola çıkarken benim ne kadar toprağım vardı, senin ne kadar?”
Kahya ellerini ovuştura ovuştura cevap verir: “ Sen ağamın derya deniz tarlası tapanı vardı, ben kölenin ise ne malı ne de mülkü.”
Ağa bir daha sorar: “ Peki şimdi geri döndüğümüzde değişen bir şey var mı ? “
Kahya “ tövbe ağam, ne oldu ki ne değişe, gene derya deniz senindir, ben kölene gelince mal ne gerekir, mülk ne gerekir, sen sağ ol yeter “ der.
Bu cevap üzerine ağa bir sağına bakar bir soluna ve kimsenin olmadığına, kimsenin duymadığına emin olunca biraz yorgun, biraz pişman bir sesle son sorusunu sorar : “ Peki değişen bir şey yoksa ve dahi olmayacaksa biz o pisliği niye yedik ki ?”
Birleşmeler, ayrılmalar, yeniden birleşip yeniden ayrılmalar...Elde sıfırla başlayıp elde sıfırla biten bütünleşme çabaları, daha doğrusu gösterileri...Oyalanan insanlar, yitirilen zamanlar ve hepsinden de önemlisi tüketilen umutlar...Siyaset sahnesindeki bu boş ve çoğu sahte gösterileri izlerken bu hikaye aklıma gelir.
Ve “ madem yeniden birleşmek için kapı kapı dolaşacak yalvarıp
yakaracaktınız niye ayrıldınız “ sorusu gelir dilimin ucuna.
Sorsam mı ? Yahut da siz sorar mısınız ?
Sormak için 3 Kasım uygun bir tarih olabilir mi, ne dersiniz?

GÜNÜN SÖZÜ

ER ETEĞİ TUTMAYAN

ER OLA MI?

YUNUS EMRE

 

giriş | haberler | politika | ekonomi | spor | yazarlar | kültür&sanat | bizim temel | künye | seri ilan | kent rehberi  | tüketici köşesi önemli linkler |

Görüş ve önerilerinizi  kuzeyhaber@mynet.com  adresine gönderebilirsiniz.
KUZEYHABER © TÜM HAKLARI SAKLIDIR